4 Ağustos 2012 Cumartesi

yağmur öncesi hüznünde gözlerim...



Çaresiz bekleyişlerde... yağmur öncesi hüznünde şimdi gözlerim... sararmış sayfalar arasına sakladığım bir dal beyaz gülün kurumuş yaprakları gibi susuz kalmış yüreğimin terk edilmiş caddeleri… korkuyorum karanlıklarda aramaya yollarımı… gittiğinden beri bir yanım kırık, bir yanım ağlamaklı… annesinin elini bırakıp kaçan çocuğun pişmanlığında şimdi yalnızlığım… söyleyecek sözüm bitmiş… gözlerime gelip oturmuş hasretin… başımı yasladığım omzun gibi bir hayal bahçesinde falımda çıkan kocaman kalbim… saçlarımdan süzülen aşkın ıslaklığı ve biraz da temmuz sıcağı… ürkek… çekingen… tozu dumana katan bir sessizlik içinde kelimelerin çığlığı… satırlar üzgün… cümleler ağlamaklı… dokunurken özleyecek kadar ateş sarmış parmaklarımızı… belki de iki sokak köpeğinin şahitliği kadar sarılmalarımız… sana geceden bakıp özlerken, iliklerimize işlemiş ayrılık… bilirsin, gelemesen de beklerim senelerce… ve sen gözlerimden okursun… şimdi uçmak kadar özgür, aşk gibi cesur sözlerim…ve yağmur öncesi hüznünde gözlerim…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder