NALAN GÜVEN: AŞK'a DAİR
28 Ocak 2017 Cumartesi
7 Haziran 2015 Pazar
Bazen...
Bazen anlamazsın hayatı!
Hayal dünyasındadır düşlerin... Öyle hayaller kurarsın ki nedeni, niçini biter
sözlerin...
Anlatamazsın anlamak istemeyene... Çünkü onun da kendi anlamları,
anlamlandırdıkları vardır...
Bilmez; gerçeğin kırılgandır gözleri... Ufak bir
dokunuş yeterken, bir bakarsın kocaman mesafeler girmiş araya... Ve o mesafe ki; olmaz
hayallere gebedir çoğu zaman...
Gülümserken perde çekersin çiziklere; aynalar
saklar sırları...
Boğazına oturmuş bir yumru ile arkana bakmadan usulca
gidersin...
Bazen anlamazsın.... Bazen anlatamazsın işte...
4 Haziran 2015 Perşembe
BİR BİLSENİZ NASIL SEVİYORUM SİZİ...
Seviyorum sizi
Baharda açan papatyanın nezaketi
ile
Savruk bir gecenin mahcup
karanlığı ile
Suskun ve derinden
Biraz masum… Biraz çocukça
Bazen bir masalın kuytusunda
Kimi zaman ürkek
Kimi zaman utanırcasına
“Nasılsınız?” diye sorarken
Bir bilseniz nasıl seviyorum ben
sizi…
2 Haziran 2015 Salı
“Baba” diye seslenmeyeli ne çok oldu… İşte bu yüzden sevmiyorum Haziran ayını / EDEBİYATİST DERGİSİ- 7. Sayı
Omzunda
hüngür hüngür ağlayabilseydim keşke… Sana anlatabilseydim sensiz geçen onca
günü, geceyi… Hesabını sorabilseydim, yüzüne, sesine hasret yıllarımın… Beni
sensiz kalmaya mahkûm ettiğin o günden beri, hayatın tüm kapıları kilit kilit
üstünde… Hiç de uğraşmıyorum açmak için… Hafifçe aralanacak olsa ben
kapatıyorum açılan kapıları…
Hani
beni kollarının arasına alıp sımsıkı sarıldığın o resmimiz var ya! O resim aynanın
bir kenarında… Çok dayanılmaz oldu mu hasretin, kapatıyorum gözlerimi,
giriveriyorum resmin içine… Kolların sarıyor beni. Sıcağını hissediyorum.
Kulağıma şarkılar mırıldanıp, hatta içinden beni sevdiğini bile söylüyorsun…
Sen de
özlüyorsun beni biliyorum… Gittiğin yerlerde, genç bir kız gördüğün zaman dönüp
başını bakıyorsun… Dudaklarında buruk bir tebessüm, ‘Büyüdü mü şimdi bu kadar?’
diye kendi kendine soruyorsun…
Arada
birkaç mektubun geliyor… Hepsini defalarca okuyup başucumdaki çekmecede
saklıyorum… Uyumadan evvel her gece, bir daha bir daha okuyorum… Her bir
mektubunda, uzun uzun nasihatler edip, ‘Hayat mücadele etmektir, dayanmalısın!’
diyorsun. Hiç bir mektubun neden beni bu mücadelede tek başıma bıraktığını
anlatmıyor… Ve hiçbir sorunun cevabı açıklamıyor, bu hayat neden sensiz baba?
Yıllar oluyor sana bu mektubu yazalı...
Özlemin daha da büyüdü içimde. Artık dönemeyeceğin kadar uzaktasın biliyorum...
Biliyorum ama telefon rehberimde numaran kayıtlı duruyor, silemiyorum bir
türlü. Sanki arasam, "Alo" diyen sesini duyacağım, sanki hep bir adım
gerimdeymişsin, sanki adımlarımı gözlermişsin gibi...
Çocukken ağladığım zamanlarda
hep, "Baba" diye ağlardım. Büyüdüm büyümesine fakat hâlâ senin
çocuğunum. Ağlamıyorum eskisi gibi ama bazı zamanlar yine içimden sana "Baba"
diye sesleniyorum, duyuyor musun?
"İnşallah" demiştin o
son telefon konuşmamızda, "İnşallah birlikte daha çok görecek günlerimiz
var..." Ben senin o ümidinde kaldım. Severek yaşadığın bu dünyadan
istemeden gidişinde takıldım... Bana öğrettiğin neşeli hayat şarkılarının
içinde arar dururum nicedir seni... Çaldığın piyanonun tuşlarında parmaklarının
izi görür, kulağımda sesini duyarım; "Sevemez kimse seni benim sevdiğim
kadar..."
O şarkının sözleri gibi sen de
her gün beni düşünür, her gün beni anar mısın?
Özledim baba... Karşına alıp öğüt
vermelerini, gençlik anılarını dinlemeyi ve sen anlatırken ben yanında bir
nokta kadar küçülmeyi... Özledim daha bir çok şeyi... Senden kalan ve yaşamak
için ötelere bıraktığımız o geleceği...
Bir babalar gününde sana aldığım
o çerçevede resmimiz olsun istemiştim. Belki de gerek yoktu, sen daha iyi
bilirdin. Bak yine babalar günü geldi. Bu yıl da diğer yıllarda olduğu gibi
sana hediye seçeceğim ve kıskanacağım babası olan çocukları.
"Baba" diye seslenmeyeli
ne çok oldu... İşte bu yüzden sevmiyorum Haziran ayını.
http://edebiyatist.com/2015/06/iste-bu-yuzden-seviyorum-haziran-ayini-nalan-guven/
7 Mart 2015 Cumartesi
KADININ ADI HÂLÂ YOK!
Yıl 1987, bir kadın çıkıyor ve
haykırıyor; "Kadının Adı Yok!". Onlarca baskı yapıyor, "Kadının
Adı Yok". Hakkında sayısız övgüler ve bir o kadar da eleştiri alıyor bu
kitap. Kimi yazarını kadın hakları savunucusu kimi ise feminist diye anıyor.
Onun ise tek aradığı gerçek var; kadının adı.
"Kadının Adı Yok" çünkü
adı önemli değil ama Duygu Asena kadının adını istiyor. Bir kız çocuğu, bir eş,
bir anne, bir sevgili ve en önemlisi o bir insan. O bir kadın ve değeri kadar
büyük bir adı olmalı. Oysa ki, 21.yy ın
Türkiye'sinde hâlâ arayış sürüyor; adının olmadığı bir ülkede adını aramaya
çalışan kadının yeri nerede, kadın kim, kadın... kadın...
İzlediğim bir tv haberinde bir
anne anlatıyor;
"Kızımın çantasına bayıltıcı
sprey koydum. Her dışarı çıkışında tembihliyorum; erkeklerden kendini koru,
taciz eden, asılan, rahatsız eden olursa hiç düşünme sık bunu yüzüne
doğru..." diye.
Dehşetle, üzüntüyle, öfkeyle
dinliyorum kadını... O bir anne ve aslında yasa gereği taşıması ve kullanması
bir bıçak veya silah kadar yasak olan bu spreyi kızına verebiliyor. Çünkü
korkuyor evladının başına gelebileceklerden...
Korkuyoruz bir kadın olarak gece
dışarıda bulunmaktan, tek başına sokakta yürümekten, yalnız taksiye, minibüse
binmekten, tanımadığımız birine adres sormaktan... Üstelik korkularımız bu
kadar da değil, an acısı da; maruz kaldığımız tacizleri söylemekten korkuyoruz.
Çünkü biliyoruz; mağdurken suçlanabileceğimizi... Yüreğimizde büyüyen öfkeyi
kadın olduğumuz için sindirmeye, kadın olduğumuz için susturmaya çalışıyoruz.
Ve hâlâ aramaya devam ediyoruz adımızı...
NALAN GÜVEN
14 Şubat 2015 Cumartesi
SEN OLDUM...
ÖYLE SEVMEK Kİ BU BENİ SEN EYLEYEN
ÖMRÜNE ÖMRÜMÜ
YOLUNA GÖNLÜMÜ
KALEMİME ADINI
VERDİĞİM
* Kim
O, deme boşuna,
Benim,
ben ...
Öyle
bir Ben ki gelen kapına
Baştan
başa SEN ...
*Özdemir Asaf
8 Şubat 2015 Pazar
ANA KÜLTÜR SANAT DERGİSİ / Ocak-Şubat 2015
Eski zamanlarda yüz elli yıl
yaşamış olan bir adam varmış. Adı Zaruhan. Artık ölüm döşeğinde iken Zaruhan’a
sormuşlar, ‘Bunca yıl yaşadın. Neler gördün?’ diye. ‘Dünya iki kapılı bir han,’
demiş. ‘Birinden girdim, diğerinden çıktım’.
Anneannem anlatırdı bu hikâyeyi.
Şimdilerde düşünüyorum da gerçekten yıllar öyle çabuk geçiyor ki. Hatta zaman
hızlandı diyenler dahi var. Henüz 2014'ün varlığına yeni yeni alışmaya
başlarken yılın sonuna erdiğimizi bilmek, zamanın tutamadığımız elinden koşup
gitmek ve bir türlü yakalayamamak...
Elbette tatlı anlarla harcanmış
günlerin hatırası o yılı geçmiş dahi olsa her dem hafızalarımızda taze tutarak,
gelecek yıllarda da yaşanır olmasını sağlar. İşte bu yüzden elimizden
geldiğince; güzellikleri, sevinci, sevgiyi ve sevdiklerimizle yaşanmış anıları
heybemize katmalı ve geçmişi mutlulukla yad etmeliyiz.
Hep ertelediğimiz hayallerimize
sımsıkı sarılıp, gerçeğe dönüştürmek için en güzel zaman içinde olduğumuz
zamandır. Hayat bir hediye aslında. Ancak çoğu zaman bunun farkına varamadan,
bize sunulanları değil hep erişilemeyeni arzular ve kendimize bir hüzün payı
çıkarırız yaşamdan. Aza kanaat etmeden, ister dururuz arsızca... Yetinmeyi
bilmek mutluluğa açılan kapı olmalıdır lakin bir de bunu anlayabilsek!
Hani Sezen'in o çok bildik
şarkısı vardır;
Yetinmeyi bilir misin,
Sana verdiği kadarıyla hayatın?
Hoş, bilsen de bilmesen de
Yara bere içinde bu yollardan
geçeceksin...
Tıpkı yazarın dediği gibi; Hayat
bazen beklediklerini değil birden bire karşına çıkıvereni verir sana. Baştan
şaşırsan da, bu lütfun sebebini sorgulasan da asıl yapman gereken ona sahip
çıkıp mutlu olmaktır.
Yaşam en bitti dediğin anda;
yeniden başlayan umuttur... Bir daha mı asla derken; yine, yeni, yeniden
aşktır... Ve artık kurmaktan vazgeçtiğin hayalinin hiç beklenmedik bir anda
olmasıdır... Dilerim tüm hayalleriniz,
ümitleriniz gerçeğe dönüşür... Sevgi, saygı ve barış içinde huzur dolu, mutlu
ve güzel bir yıl olsun 2015... Hep birlikte...
Aşk ile yol almanız dileğiyle.
MUTLULUK ŞİİRİ
Bugün mutlu olmayı seçtim
Çayıma şeker ekledim kahveme süt
Geceden güzel bir şiir okudum
Belki bir mesaj aldım umuda
Rüyada çocukluğuma dokundum
Hatta gülümsedim kaş çatana
Papatya hep “seviyor” diyecek
Kış güneşi üşütmeyecek
Bugün mutlu olmayı seçtim
Belki yarın da…
NALAN GÜVEN
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)