17 Ekim 2014 Cuma

KEŞKELER...

En köhne yalnızlıkları soludu yürekler… Delice sevdi ve hatta sevildiğini bilmeden isyankâr oldu kaderin yazgısına… Işıldayan sokaklarda yağmur birikintisine dönüştü gözyaşları… Yüksek binaların kuytusunda kalmış bir sığınak aradı… Ya da sözünü saklayıp, sırrını gömecek bir mahzen…
Oysa gizlenemezdi hiç bir acı...

Hani çocukluğun korkulu gecelerinin karabasanları büyüklere uğramazdı!
Hani el öptüğüm o edep bekçileri sormaz oldu hatırımı!
Tıpkı Nietzche’nin dediği gibi; uçuruma uzun süre bakmış olmalıyım ki, şimdi uçurumun da bana baktığını fark ediyorum.
Hey Hak… Kabul her aldığın, verdiğin nefes kadar… Bırakma tuttuğun eli… Ben fırtınasını da sevdim bulutunun...
Şimdi bir ölümlünün kitabıdır yazılanlar…
Ah keşkeler… Keşkeler…

Anlayan anlar…




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder