Yabani otlar bürümüş bahçede
ayaklarının çıplak olmasına aldırmadan yürüyordu. Seviyordu bu toprakları.
Babasını, annesini ve iki kız kardeşini emanet etmişti ona. Topraktan gelip
toprağa gitmenin tereddütsüz kabullenişi olmalıydı bu sükûnet hali ve tabii ki
çocukluktan beri taşıdığı kuvvetli itikadı da isyankâr düşüncelerini
bastırmasına yetiyordu. Kur’an alfabesini dedesi öğretmişti ve daha sonrasında
köyün imamının ahırdan bozma bir yerde tüm oğlan çocuklarını toplayıp verdiği
derslere katılmış ve de ilerletmişti okumasını. Cumalara giderdi kendi başına.
Dedesine gözükecek yerden saf tutardı. Tek amacı onun gözüne girmek olsa iyi,
böylece haftada bir gün olsun öğle vakitleri tarladaki işlerden kaytarmaktı gerçek sebep.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder