18 Şubat 2014 Salı

GÜLERKEN HATIRLAYINIZ BENİ...

Dostluk denen değer, son ana kadar belli etmiyor giyindiği elbiseyi. Zamanı geldiğinde altın yazmalı kaftanların içinden yamalı bohçalar çıkıyor gün yüzüne ve sırrı dökülüyor varak aynaların. Hatta gün gelip beden elbisesini dahi tutamaz oluyor üzerinde. Belki de bu yüzden yalnız gömülüyor insanoğlu. Çünkü kendi varlığı dışında sahip olduğu kimsesi yok. Ardında kalanlar ise üç beş gözyaşı damlasıyla acılarını giderip yaşamlarının çarkına devam ediyorlar kaldıkları yerden.

Siz gülerken hatırlayınız beni. Çünkü ben gülerek veda edeceğim. Gönüllü bir gidiş olacak yolculuğum ve tebessümle karşılanacak en güzel düğünüm. Hatta dinleyin, kahkahalarımı duyacaksınız. En içten, en saf ve en temiz gülücüklerimi saçacağım. 

Dostluğumu, sevdalarımı, umutlarımı ve kalemimi bırakıyorum avuçlarınıza. Yalnızlığın en doğru adresinde olacağım. Maskeleri, allı pullu giysileri bırakıyorum ayaklarınızın dibine…

Şimdi kaldığınız yerden devam…


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder