Dostluk denen değer,
son ana kadar belli etmiyor giyindiği elbiseyi. Zamanı geldiğinde altın yazmalı
kaftanların içinden yamalı bohçalar çıkıyor gün yüzüne ve sırrı dökülüyor varak
aynaların. Hatta gün gelip beden elbisesini dahi tutamaz oluyor üzerinde. Belki
de bu yüzden yalnız gömülüyor insanoğlu. Çünkü kendi varlığı dışında sahip
olduğu kimsesi yok. Ardında kalanlar ise üç beş gözyaşı damlasıyla acılarını
giderip yaşamlarının çarkına devam ediyorlar kaldıkları yerden.
Siz gülerken
hatırlayınız beni. Çünkü ben gülerek veda edeceğim. Gönüllü bir gidiş olacak
yolculuğum ve tebessümle karşılanacak en güzel düğünüm. Hatta dinleyin,
kahkahalarımı duyacaksınız. En içten, en saf ve en temiz gülücüklerimi
saçacağım.
Dostluğumu, sevdalarımı, umutlarımı ve kalemimi bırakıyorum avuçlarınıza.
Yalnızlığın en doğru adresinde olacağım. Maskeleri, allı pullu giysileri bırakıyorum
ayaklarınızın dibine…
Şimdi kaldığınız yerden
devam…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder