22 Nisan 2012 Pazar

Aşk manifestosu






1. Aşkın masum hali

“Issız Adam” filmini üçüncü kez izlerken bile, ilk anın duygusallığını içinde barındırabilmek ve gözyaşlarını ilk kez akıtıyormuşçasına esirgemeden dökebilmek, izlediğin tüm aşk filmlerinin başrolünde kendini bulabilmek, okuduğun aşk romanlarında roman karakterine bürünebilmek, Mevlana’nın Şems aşkını, tutkusunu ve hasretini tadabilmek, gördüğün her rüyayı aşka yorabilmek, şair olabilmek, yazar olabilmek, Allahın verdiği canı aşk ile besleyebilmek, gönlü aşk ile büyütebilmek, şehrinde esen rüzgâr olabilmek, toprağa değen yağmur olabilmek ve o ulvi aşkın saçına konabilmeyi hayal edebilecek kadar sarhoş olabilmek…






2. Aşkın bencil hali

Aynı tabaktan yenilen yemeğin, aynı şişeden içilen suyun hatırını kırk yıla biçmek gibi bir sahipleniş hali, zamanın dilimlerini ortak hayallerle paylaşmayı ümit edecek, başka bir varlığı bir resmin karesinde görmeye tahammül bile edemeyecek kadar senin olmayanı sahiplenmek, aşkı tek başına yaşadığını unutacak kadar kendinden geçmek… Aşkın acziyet hali…






3. Aşkın çıldırmış hali

Sürekli onu arama istemleri, kendinle ve o ufak cep ulaşım aleti ile garip kavgalara tutuşup sonunda teknoloji mucizesine yenik düşerek titreyen parmaklarla ezbere bildiğin numaraları ateşe değmişçesine korkarak tuşlamak ve “aradığınız numaraya şu an ulaşılamıyor” cümlesini hem ana lisan da hem de İngilizce olarak dinleyip anlayamamış olmanın verdiği şaşkınlık içinde tekrar tekrar aramalar, ulaşılamamanın verdiği panik ile türlü komplo teorileri üretmek, ulaşılamadıkça artan panik ataklar, hırsın beyni aşıp bedensel uzuvlarına sirayet etmesi ile çevredeki varlıklara kişi veya eşya ayırt etmeksizin zarar vermeler, telefonla bütünleşip zamanın her anı ekranla göz teması kurmalar ve ulaşılamaz aşkın ulvi sesi duyulacağı ana dek devam eden ağlama nöbetleri…







4. Aşkın suskun hali

Pembe duvarlı bir odaya bedenini hapsedip, ruhunu anıların esintisine sessice teslim etmek, siyah bir hayalin ardından sorgusuz gittiğin Arnavut kaldırımını başın önünde sayısız kere adımlamak, avucunun içine bırakılan bir gül yaprağının kokusunun tenine değmesiyle yetinmeyi bilebilmek, ana rahmindeki kadar sessiz ve çaresiz sevdayı susmak… Aşkı susmak…







5. Aşkın tevekkül hali

Yoklukta bulmak, azda çoğalmak, ne beklemek ne umuda sarılmak, vazgeçecek kadar kabullenmek, fazla söze gerek yok, âşık değil aşk olmak…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder