20 Nisan 2012 Cuma



…..bir sigara yakabilseydim şimdi, gitmeden evvel bana bıraktığı o son sigarayı. Hani içtikten sonra dudakta şeker tadı bırakıyordu ya, işte onu. Dudaklarımda bir tada ihtiyacım var galiba. Ama sonra çok acı oluyor insanın ağzı, yalancı bir tat bu belli. Önce yalancı bir şeker, sonra gerçek bir acı, tıpkı hayat gibi. Tıpkı onun gibi, birazda ben…

Aslında sıkışıp kaldığım araba değil, yaşamın içinde bir yerlerde sıkışıp kaldığımı biliyorum. Kurtulmak mı istiyorum yoksa böylece beklemek mi? İçinde o olmayan bir hayatın, tavanı basılmış bu arabadan daha boğucu olduğuna karar vermek o kadar da zor değil. Zaten kapıyı kapatıp gittiğinde, etrafta her ne varsa üzerime çöktü. Bense biraz duman, biraz cam kırığı, biraz da acı ilave ettim sadece. Böylesi bir ayrılığın üstüne de daha fazlası yakışmazdı…


Ölüm ile yaşam arasında çok ince bir çizgide olduğumu hissediyorum. Çizginin neresine geçeceğimi biliyorum üstelik. Ama yavaş yavaş. Öyle birden bire değil ölmek, tadına vara vara…


AYTEN / syf 108

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder